bilinç akışı

  Selam! Son zaman yazılarımın “sonunda döndüm” temasıyla başlıyor olması, bu yazımında da öyle başlayacağı hissi uyandırıyor olabilir. Ama yanılmadınız. Döndüm sonunda. (en azından sıralama değişik) 

  Feyyaz Yiğit’in dediği gibi “duygularımı hapse girmeyecek şekilde ifade edemiyorum.” Bu da görmezden geldiğim duygu ve düşüncelerim olmadan iki kelimeyi bir araya getirmemi engelliyor. Ha ben olmadan dünyanın sonu muydu, yo. Yani bir noktada öyle de benden bağımsız. Okumaya devam et “bilinç akışı”

Suç ve Ceza

  “Hastalık mı suçu doğuruyordu yoksa suç mu kendi yapısına uygun, hastalığa benzer bir şeyleri geliştiriyordu?” Açık yüreklilikle söylemeliyim ki Suç ve Ceza’yı okuduktan sonra klasik romanlara karşı barındırdığım ne kadar ön yargı çemberi varsa içimde, hepsini doğaya saldım. 1866 yılında yayımlanan bir romanın, asırlar sonra dahi günümüz insanına hitap eder bir üslup ile yazılmış … Okumaya devam et Suç ve Ceza

Vincent Van Gogh’tan Edebiyata: Theo’ya Mektuplar | 38 Alıntı

Eskişehir’den memlekete dönmeden önce kitapçıya uğrayıp kendime bir/birkaç kitap hediye etmeyi gelenek hâline getirdim. Bu hediyelerden biri de geçen hafta aldığım, Van Gogh’un abisine yazdığı mektuplardan oluşan bu kitaptı. Dönem içerisinde neden memlekete döndüğüm konusuna gelecek olursak hepimizin bildiği gibi Koronavirüs, etkisini hızla artırmayı sürdürüyor. Çin ve İtalya, bunu en derinden hisseden ülkelerin başında geliyor. … Okumaya devam et Vincent Van Gogh’tan Edebiyata: Theo’ya Mektuplar | 38 Alıntı

Etiketleme Sanatı

Çok usludur o teyzesi, ağzı var dili yok.” cümlesi bir yerlerden kulağınıza çalındı mı? Ya da şu cümle: “İşi gücü yaramazlık, bizimki adam olmayacak, belli.

Çoğu yetişkin, kendilerine söylendiğinde hoşlarına gitmeyen şeyleri çocuklara rahatça söyleyebiliyor. Örneğin patronu tarafından Okumaya devam et “Etiketleme Sanatı”