Selam! Bu yıl kışı, 21. Eskişehir Uluslararası Film Festivali ile karşıladık 💛 Gösterime giren filmlerin naifliğinin yanı sıra ekipte çok sevdiğim hocalarımın da yer alıyor olması, ekstra bir mutluluk! Bu yılki film seçkilerine buradan ulaşabilirsiniz.
Festivalin Sansasyonel Seansı: L’événement (Kürtaj)
Annie Ernaux’un aynı adlı romanından uyarlanan L’événement, genç bir kadının (Anne) istenmeyen gebeliği çerçevesinde şekillenen 1 saat 40 dakikalık bir Fransız filmi.
78. Uluslararası Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan ödülü kazanan film, kürtajın yasaklandığı 1960 Fransa‘sında geçiyor. Edebiyat öğrencisi olan Anne ile hafta hafta, gebeliği sonlandırma mücadelesine tanıklık ediyoruz.
Legal ve illegal çeşitli yollara başvuran Anne, kaldığı yurt arkadaşlarının psikolojik baskına da maruz kalarak yaşamının ağrılı dönemlerinden geçiriyor. Onu kararından vazgeçirmek isteyen doktora verdiği yanıt ise şu şekilde: “Çocuk istiyorum elbet ama ileride. Şimdi doğuracak olsam her gün suçlayıcı bakışlarımın esiri olacak.”
Okulundan geri kalan ve gebeliğini sonlandıramayan Anne, çareyi bir erkek arkadaşına danışmakta buluyor. Fakat yardım edecek arkadaşının ondan isteği, paradan ziyade sex! Savunması ise “Zaten gebesin, bir riski yok.”
Kadınların nesneleştirilmesine en yalın ve sert şekilde tanıklık ederken bedenin metalaştırıldığını yeniden anımsıyoruz. Bu da akıllara, John Berger‘in Görme Biçimleri kitabını getiriyor. Erkeklerin davrandıkları gibi, kadınların ise göründükleri gibi olduklarını savunan Berger, “Erkekler, kadınları seyrederler. Kadınlarsa seyredilişlerini seyrederler.” diyerek bu savı destekliyor.
Kendine yeni bir hayat kurmayı düşleyen Anne ile toplumsal söylemlere gitgide beyaz bir sayfa açıyor ve öğretmeniyle arasındaki şu diyaloğa tanık oluyoruz:
– Bir hastalık mı atlattın?
– Evet, sadece kadınların başına gelen bir hastalık. Kadınları hayattan alıkoyan ve ev hanımı olmasına yol açan bir hastalık.
Filmin Sansasyonel Etkisi
Gerçekçi sahneleriyle basında adından çokça söz ettiren L’événement, 58. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde izleyiciyle buluşurken salondaki bir kişi baygınlık geçiriyor. Kimi sahnelere dayanamayıp salondan ayrılan izleyiciler de olduğu söyleniyor.
4 Aralık’ta Eskişehir Film Festivali tarafından yapılan gösterimde buna rastlamasak da biz de bir izleyicinin en can alıcı sahnede, salondan ayrıldığına tanık olduk.
Türkiye’de 4 Şubat 2022 tarihinde vizyona girecek olan filmi, bir festivalde izlediyseniz siz ne düşünüyorsunuz? İzledikten sonra yorumlarda buluşalım 💛
Fransa’da Kürtaj
1958 – 1973 yılları arasındaki ekonomik dalgalanma, toplumun ve hukukun kürtaja yönelik bakışında en büyük rolü üstleniyor. Sanayileşmeyle birlikte çekirdek aile oranı artarken bunu; evliliklerin azalması, din adamlarının bekâr kalması, evlilik dışı gebeliklerin artması izliyor. Tüm bu gelişmelerin ardından kilise, kürtaj yasalarıyla daha az ilgilenmeye başlıyor (2012).
Bir yandan kürtaja yönelik baskıcı uygulamalar eleştirilirken bir yandan da bu eleştirilerin yer aldığı gazeteler bir bir kapatılıyor.
68 Mayıs Olayları‘nda Kadın Hakları Mücadelesi ve kadının bedeni üzerinde söz söyleyebilme hakkı güçlü bir ivme kazanıyor. Öyle ki 1940’ların Fransa’sında kadınlar, kürtaj yaptırması dahilinde giyotinle idam ediliyordu.
O günden bugüne kimi bireysel özgürlüklerin artışına tanıklık etsek de Fransa’da hâlen üreme sağlığıyla ilgili cinsel eşitsizlikler, varlığını sürdürüyor. (2012)
Fransız yazar ve feminist Simone de Beauvoir ise tüm bu yaşananlara ilişkin şunları söylüyor:
“Kadınlar, mahkûm edildikleri gizlilik zorunluluğu nedeniyle tehlikeli koşullarda kürtaj yaptırmak zorunda kalıyor. Sayıları milyonları bulan bu kadınların sorunu hasıraltı ediliyor. Ben, onlardan biri olduğumu ilan ediyorum. Kürtaj yaptırdığımı açıkça beyan ediyorum. Aynı şekilde, oral kontraseptiflere erişimin serbest ve meşru hâle getirilmesini savunuyor ve ücretsiz kürtaj hakkının arkasında duruyorum.”
Bu konuda daha detaylı okumalar yapmak isterseniz şu iki makaleye göz atabilirsiniz:
- Tarihsel ve Toplumsal Bağlamda Kürtaj
- Ülkelere Göre Kürtaja Yönelik Yasal Düzenlemelere Genel Bir Bakış
Bonus
2020 yapımı Never Rarely Sometimes Always de 17 yaşındaki Autumn’un yaşadığı istenmeyen gebelik çerçevesinde ilerliyor.
Çevresinin desteğini alamamak yönünden L’événement‘e çok benzeyen film, aynı yıl eleştirmenlerin yoğun ilgisini toplamayı başarıyor.
1 saat 41 dakika olan bu filmi de izlemenizi tavsiye ediyorum. Daha nice festival filmlerine!
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoş kalın,
Ece 🌼
Kaynakça
Özkan Ö, Mert K (2012). Tarihsel ve toplumsal bağlamda fransa’da kürtaj. Toplum ve Hekim, 27 (6), 403 – 417.