Kafaya Takmamak İçin 20 Öneri

Hiçbir zaman sülalesi rahat türden bir insan olamadım. Devamlı, kafaya taktığım minik ya da büyük çaplı şeyler olurdu. Bu yazımı okumaya başlayan sen, içinden  “Evet, işte bu benim” diyorsan sana 20 adet minik “başa çıkma” temalı tüyolarım olacak.

Kafaya taktığın o şeyi (somut da olabilir soyut da. Bir insan da olabilir, bir korku hissi de) al karşına ve vedalaş. İkinizin ayrı eve çıkma vakti geldi de geçiyor çünkü.

Sürekli onunla vakit geçirdikçe ve onu düşündükçe sana daha da bağlanıyor. Onu istemediğimizi belli etmeliyiz, bu yüzden kendimize başka arkadaşlar bulacağız ki, o kafamızdaki arkadaş, zamanla bizi terk edebilsin. O inatçıysa biz daha da inatçıyız.🌿

İşte buna vesile olacak 20 önerim :

1) Güne Perdeyi ve Camı Açarak Başlamak 🌤

En basit ama en etkili madde ilan ediyorum kendisini. “Bir cam açmanın bununla ne ilgisi olabilir ?” demeyin. Odanıza giren güneş ve içeriye dolan temiz hava, aklınızdaki karmaşayı ferahlatacaktır.

Atalarımız boşuna dememiş olsa gerek şu sözü :

“Güneş girmeyen eve doktor girer.”

2) Hayvan Beslemek – Sevmek 🐈 🐠

Sevgiye ve bakıma ihtiyaç duyan bu dostlarımızla vakit geçirmek aslında onlardan çok bize yarar sağlıyor. İnsanı çok rahatlatıyor ve iyi hissettiriyor.

Çocukluğunuzda bir travma yaşamış bu nedenle korkuyor olabilirsiniz. Bu korkuyu doğru hayvan ve doğru zamanda yenerseniz hayatınıza güzel bir sayfa açmış olacaksınız 🙂

Onlara yardım etme ve onlarla zaman geçirme güzelliğini tattığınızda zaten, kafanızdaki o ev arkadaşınız çoktaan ayrı daireye çıkmış olacak…

◊ Biz de yurt odamızda artık 6 kişiyiz. Odamıza japon balığı 2 arkadaş taşındı. Bir hafta oluyor, iyice kaynaştık kendileriyle ◊

3) Yürümek, Yürümek ve Daha Fazla Yürümek 👡👟

“Biraz yürüyeyim, şöyle bir hava da alırım” diyerek evden çıkmışsanız, döndüğünüzde kendinizi ne kadar iyi hissettiğinizi de hatırlıyorsunuzdur.

Hele bir de arka fonda sevdiğiniz parçalar çalıyor, güneş de ılık ılık yüzünüze çarpıyorsa.

Sevgili Barış Özcan’ın çok sevdiğim bir videosunu paylaşmak istiyorum bu maddede sizinle :

---

4) Bir Müzik Aleti Öğrenmek – Çalmak 🎼

  “Müzik ruhun gıdasıdır.”

şeklinde bir alıntı ile başlayacağım çünkü hakikaten öyle. Kendinizi notalara ve ritme kaptırdığınızda o an tek düşündüğünüz şey o oluyor. Kafanızdaki ev arkadaşınızın da yüzünü gören cennetlik 🙂

İlkokuldan beri müzik aletlerine meraklıydım hatta birçok kez piyanoya heves etmiştim fakat o zamanlar ilçede yaşadığımızdan piyano kursları benim için hayaldi. Merkeze taşınınca da lafta kaldı. Ben de flüt ve melodika ile oyalandım yıllardır.

Bu yaz ukulele’ye merak saldım ve pek de iyi olmayan oyuncakvari bu ukuleleyi satın aldım. Hayatımda hiç gitar çalmayan biri olarak 3 gün sonra notasız, Arkadaşım Eşek’i çalıyordum. Yıllardır bu anı bekliyormuşum 🙂

Oyuncak ukulelem şu an memlekette, ben ise Eskişehir’de. Aklımda, gerçek ukulele alıp kursa yazılma fikri dolaşıyor ama hadi hayırlısı 🍄

5) Kitap – Çizgi Roman Okumak 📖

Kitap okumayı çok seven biri olarak, bazen okuyamayacak kadar düşüncelere boğulduğumu itiraf etmeliyim. Böyle zamanlarda kafamdaki ev arkadaşımdan izin isteyip çizgi romanlara yöneliyorum ki bu benim bir başka tutkum 💛

Hayatımda ilk okuduğum çizgi roman Tommiks’ti ve onu okumak öyle keyifli ki, artık kitapçıya gittiğimde çizgi roman bölümüne de yöneliyorum ve bu beni inanılmaz heyecanlandırıyor.

Bu arada bu, çok eski bir seri olduğu için sayılarını bulmam oldukça zor oluyor. İlk iki sayısını bir sahaftan almıştım ve üçüncü sayısı için neredeyse 3 ay bekledim.

En son, geçen hafta kartpostal almak için yine aynı sahafa gittiğimde 3 ve 4. sayısını gördüm. Yaşadığım mutluluğu tarif etmem mümkün değil.

Çizgi romanı merak edenler şu yazımı okuyabilirler 👉🏼 Tommiks 1-2 | Çizgi Roman • #eceninkitapyorumu

6) Dans Etmek – Egzersiz Yapmak 🤸🏼‍♀️

Ama öyle laf olsun falan diye değil, ciddi ciddi bir düzene oturtup kendinize bunun için zaman ayırarak.

Sporun ve dansın, vücudumuzda salgılattığı mutluluk hormonuna hepimiz aşinayızdır. Bir düğünde ya da mezuniyetinizde şöyle iki göbecik atıp yerinize oturduğunuzda üzerinizde bıraktığı tatlı yorgunluğu hatırlayın.

Düzenli aralıklarla egzersiz yapmak ve bir ritim eşliğinde dans etmek de (içinizden geldiği gibi) bu tatlı yorgunlukla eş değer.

7) Arkadaşlarla Vakit Geçirmek 💃🏼

Gülmek her şeyin ilacıdır. Arkadaşlarla geçirilen kıymetli saatler de öyle. Bir kahvenin kırk yıl hatrı varsa onun nezdinde edilen sohbetlerin de bir kırk yıl daha ☕️

Sizin kafanızda bir ev arkadaşı vardı değil mi, ne oldu, kendi arkadaşlarınızı görünce saklandı sanki 🙂

(o ev arkadaşınız sadece onunla ilgilenin istiyor, böyle de bencil işte. bir an önce taşınması gerektiğini söylerken şaka yapmıyordum.)

8) Şarkı Söylemek  Karaoke Yapmak 🎤

Sesiniz bin karga gücünde olsun kaç yazar, yalnız kaldığınızda alın elinize tarağı başlayın şarkıya :

Ele güne karşı yapayalnız, böyle de olmaz ki

Nasıl da gittin insafsız, böyle bırakılmaz ki

Unuturum sanmıştın güzelim

Gözüm yollarda kaldı

Ev arkadaşınız yine görünürlerde yok gibi 🙂

9) Temizlik Yapmak – Dolap Düzenlemek 💫

Her ne kadar bu maddeyi annem yazdırmış gibi dursa da bizzat kendi hür irademe dayanarak yazmış bulunmaktayım.

Yaşadığı alanı temiz ve derli toplu görmek insanın içini ferahlatıyor. Tabii ki üşendiğimiz ve etrafı bir miktar dağıttığımız zamanlar da oluyor. İşte o zaman bir hışımla temizliğe giriştiğimizde farkında olmadan bizim bahsi geçen ev arkadaşı gözden kayboluyor.

Çoğumuz zulüm gözüyle baksak da bu bir gizli terapi yöntemi arkadaşlar. Deneyin, zamanla çok seveceksiniz 🙂

(Anneler “hay aklınla bin yaşa kızım” diyerek beni övüyorlar şu an bir yerlerde. Hissediyorum.)

10) Bir Hobi Edinmek 🎨

“Şunu yaparken inanılmaz keyif alıyorum” dediğiniz şeyleri düşünün. Örneğin yazı yazmak, seyahat etmek, yemek yemek…

En az 3-4 şey sayarsınız bu şekilde biliyorum. “Benim keyif aldığım bir şey yok” diyenler de var aranızda görüyorum ama sizin de var arkadaşlar, inanın.

… ve bu keyif aldığınız şeyleri hobiye dönüştürebilirsiniz. Size birkaç öneri :

• Diksiyon kursuna gitmek
• Kendine defter kapağı tasarlamak ve bunun gibi tasarımlar
• Bir tiyatro grubuna dahil olmak
• Çiçek büyütmek
• Bir blog sitesi açmak ve ilgi alanlarına yönelik yazmak (yemek tarifleri, şiir, gündelik hayat, eğitim… )
• Bir spor türüne yazılmak (karate, yüzme, tenis…)
• Koleksiyon yapmak
• Kartpostal ve mektup arkadaşı edinmek (Bunun hakkında bir yazı yazacağım)

11) Yeni yerler keşfetmek 🌅

Bu, 3 saat sürecek bir tren yolculuğu ile de olabilir, 5 dakika yürüme mesafesi ile de.

Yeni yerler keşfetmek, yeni insanlar tanımak bahsi geçen ev arkadaşınızla aranıza güzel bir mesafe koyacaktır 🙂

12) Kişisel Bakım 🎈

Cinsiyet fark etmeksizin hepimiz, minik bakımlar sonrası kendimizi daha iyi hissederiz. Bu, saç kesimi de olabilir, yüzümüze uyguladığımız yarım saatlik bir kil maskesi de.

Dikkatimizi başka yöne çekme açısından da oldukça faydalı bir müessesedir. Hem de bir taşla iki kuştur 🙂

13) Kendinize Küçük Hedefler Koymak 🎁

Kafanıza taktığınız o arkadaştan kaçmak yerine üstüne gittiğiniz her an için kendinizi belli bir şey ile ödüllendirebilirsiniz. Bu, hem sizi motive edecektir hem de sandığınız kadar karmaşık bir hal olmadığını anlamanızı sağlayacaktır.

Örneğin matematik dersinden kaçan bir öğrencisiniz. O gün soruyu yapamasanız bile tahtaya kalktınız, bunun sonucunda kendinize güzel bir pasta hediye edebilirsiniz 🙂

14) Kabullenmek 📌

Aklınızı kurcalayan o şey her ne ise, işe onu kabullenmekle başlayabilirsiniz. İnkâr ve isyan ettiğiniz her an, içinizde daha büyük ve içinden çıkılmaz bir hâl almaya başlayacak. Hatta belki de şu an öyle.

Her birimiz farklı yaşama ve hayat öyküsüne sahibiz. Durum böyleyken hepimizin aynı ölçülerde ve imkânlarda olmasını beklemek haksızlık olur.

Başka balıkların fanusuna özenmektense kendi fanusumuzu güzelleştirip iyileştirmek için çabalarsak “dünyanın en güzel fanusu bu balıkta” deyip bizi parmakla gösterirler.

15) Mektup yazmak ✉️

“İyi de kime ?”

E bahsi geçen ev arkadaşınıza 🙂 Hani şu kafanızın içinde yaşayan ve tüm odalar onun sanıp özgürce oradan oraya koşturan arkadaşınız.

Sevgili Kuruntularım,

………………………………………………………………………………………………………….

gibi bir örnek verebilirim bu mektup meselesine. Kafanıza taktığınız o şey ile konuşuyormuş gibi özgürce yazın. Neden aklınızda dolaştığını ve en kötü ne olabileceğini anlatın. Yazdıktan sonra saklamak zorunda değilsiniz. İyi hissettirecekse yırtıp atın.

Mektubu / yazıyı bitirdiğinizde daha iyi hissedeceksiniz, inanın. 🕊 | Bir nevi sorunlarla yüzleşme gibi düşünebilirsiniz.

16) Yeni Bir Dil Öğrenmek 🌎

İlkokuldan beri hepimiz az çok İngilizce dersi alıyoruz. Bu da bir süre sonra dil öğrenme’ye ders odaklı bakmamıza neden oluyor.

Bu döngüden sıyrılmak ya da yeni bir uğraş bulmak istiyorsanız farklı bir dile yönelmenizi tavsiye edebilirim. Ben bu yaz birçok dil araştırıp en sonunda Japonca’da karar kıldım.

Bu kâğıtta yazdıklarım öğrenmeye başlamadan önce denediğim birkaç kelimeydi. İlginiz varsa şu kitabı okumanızı önerebilirim.

Ne kadar süre devam edip ne kadar ilerlerim orası meçhul. Ama bunlar güzel uğraşlar. Bir kere tadına varın, çok keyif alacaksınız. Hele de o bölgeden arkadaşlar edinince.

17) Sizin Gibi Olanlarla Konuşmak 👩🏻👨🏻

Kafanıza taktığınız o şeyin sadece size has olmadığını bilmenizi isterim. Ders ise ders, sağlık ise sağlık, gönül işleriyse gönül işleri…

Sizinle aynı şeyleri hisseden, aynı kafa karışıklığı yaşayan birini bulduğunuzda hiç çekinmeden dertleşin onunla. Birbirinizi en iyi birbiriniz anlayabilirsiniz çünkü.

Bu durumu da “Birlikten kuvvet doğar” atasözü ile alıntılayabilirim.

18) Bunun Bir Süreç Olduğunu Hatırlamak 🕒

Her gecenin sabahı olduğu gibi bu arkadaşınızın da bir veda vakti olacak. Hatırlasanıza, çocukluğunuzda süt dişleriniz sallanırdı ve onu siz/ aile büyüğünüz çekene kadar tek derdiniz o olurdu.

Yemek yerken sallanırdı, konuşurken diliniz hep oraya giderdi. “Çekince çok acır mı acaba ?” diye düşünüp dururdunuz. Bakın şimdi, üzerinden kaç bahar geçti. Ben söylemesem aklınıza gelir miydi ?

Şu an yaşadığınız şey de bu süt dişi gibi bir süreç, bir gün başka birinin blog yazısında okurken aklınıza gelecek belki ve “Ah, boşu boşuna kafama takmıştım o şeyleri hep” diye dövüneceksiniz.

19) Düşünmemeye Çalışmak Sorunsalı 💭

Bir şeyi ne kadar kurcalarsan o kadar aklında yer eder. Bu hep böyledir. Bu nedenle “Artık düşünmemeliyim, kafaya takmamalıyım” dediğinizde beyniniz size soracak :

– neyi kafaya takmamalıyız ? o şeyi kafaya takmamalıyız. o şey neydi bir tekrar üstünden geçelim mi sahip ?

Bu konu ile ilgili çok güzel bir kitap okumuştum bu sene, kitabın içeriğini ve yorumumu okumak isterseniz : Pembe Fili Düşünme | Zeynep Selvili Çarmıklı #eceninkitapyorumu

20) Yardım Almak 🐥

Bunlara rağmen işin içinden çıkılmaz bir hâl alıyorsa bu bahsi geçen ev arkadaşınız, o halde mutlaka bir psikolojik danışmandan / psikiyatristten yardım alın.

Bundan da asla utanmayın, çekinmeyin. Onlar bu günler için var ve ruh sağlığımız yerinde olmadan beden sağlığımız etkisiz eleman…

---

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoş kalın,

Ece 🌼