Ne koşulda farklı oluruz ? Bir kolumuz olmadığında mı ? Ya da gözlerimiz ?
Dünyadaki milyonlarca insan, birbirinden farklı beden ve ruhsal özelliklere sahip. İçlerinden yalnızca belli bir kısmını FARKLI kategorisiyle ayrıştırmak çok bencilce fakat bunu hepimiz yapıyoruz, isteyerek yahut istemeden.
Peki farklı derken neyi kastediyoruz ? (yauv, herkes gibi olmayan işte) Herkes kim, hangi özelliklere sahip ?
Bu konu ile ilgili izlediğim bir reklamı sizinle paylaşmak istiyorum. Bende sıcacık duygular uyandı, eminim siz de seveceksiniz 💫
“Erste Group” adlı banka hazırlamış bu bir buçuk dakikalık, kısa fakat etkili animasyonu.
Hayvan dostlarımızın baş rolünü paylaştığı bu kurguda, farklı kategorisinde ayrıştırılan kişi, bir kirpi.
Sırtındaki dikenler sebebiyle ya çevresindekiler ona yaklaşmaya çekiniyor ya da o, istemeden de olsa başkalarına zarar veriyor.
Bu da, toplumdan ayrıştırılan bireylerle eş değer. En can alıcı noktası ise, bu ayrımın gerçekten gerekip gerekmediği kısmı.
Dünyadaki her özelliği gruplaştırdığımızı düşünün. Hepimiz en az birinde farklı oluruz. Örneğin:
Benim saçım düz ve kıvırcık saçlıların olduğu bir grupta farklı ben olurum. Müziği seven bir grubun içine dahil olduğumda ise herkes gibi.
(Ee tamam da, ne alaka şimdi ?)
Yaşadığımız hayat da bu gruplar üzerine kurulu ve farkında olmadan birçoğuna dahil olup birçoğunu uzaktan izliyoruz. Bu grupların, üzerimizde hakim olduğu psikolojik baskı ya da güven hissi ise, azımsanmayacak derecede.
Örneğin Beşiktaşlıların buluşma gecesine katılan Fenerbahçeli bir taraftarsınız. İster istemez kendinizi geri planda kalmış hissedeceksiniz.
Yahut, denize girmek için hazırlanan sedef hastası bir genç kızsınız. Sizi işaret edip sessizce fısıldaşmaları duyduğunuzda beyninizde yankılanan farklılılık hissi, her hücrenize sirayet edecek.
Bu gruplar içinde farklı olmak kötü mü ?
Sanırım bunun cevabını hepimiz biliyoruz ve kendimize her gün hatırlatmamız gerek.
Farklılıklardır bizi biz yapan ve dünyayı renklendiren. Ön yargıya kurban gitmese keşke hiçbiri ama ne fayda, insanız. Torba değil ağzımız, büzülmez.
Şunları da ekleyip reklama geçiyorum :
Hiç kimse aşırı kilolu, aşırı zayıf, sorunlu vs. olmayı bilinçli olarak istemez. Fakat ne yazık ki, bu özelliklerle yargılanmaya mahkûm olurlar. Siz siz olun, (ve lütfen) bakışlarınızla ya da dillendirdiklerinizle insanlarda kötü hisler uyandırmayın. En azından bunun için çaba gösterin…
Kendi aranızda fısıldaştığınız basit bir konunun, karşınızdaki insanı nasıl 1000 kaplan gücünde yaralayabileceğini bilemezsiniz.
Ve, unutmayın;
Her şeyin üstesinden gelebilecek ilacın adı, SEVGİ !
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoş kalın,
Ece 🌼