İlk defa böylesi bir kurgu okuduğum ve gerçekten etkilendiğim için bu kitabı İnstagram’dan değil de buradan anlatmak istiyorum.
Algernon’a Çiçekler:
Kahramanımız Charlie, doğuştan beri çok düşük IQ seviyesine sahip. Ailesi, onu çocukken birçok doktora götürüyor fakat kimse çare bulamıyor. Bu süreçte Charlie’nin bir kız kardeşi (Norma) oluyor ve ailesi onun da moron (zeka geriliği) olacağından çok korkuyor. Büyüdükçe Norma’nın sıradan bir çocuk olduğunu anlıyorlar ve onu Charlie’den uzak tutmaya çalışıyorlar, bir zarar gelmesin ve kötü etkilenmesin diye.
Charlie yoğun zeka geriliği yaşadığı için bu ayrımcılığın farkına varamasa bile yine de kendini kötü hissediyor. Çünkü annesi, moron bir oğlu olduğu için çok utanıyor ve komşular laf söz yapmasın diye onu evden çıkarmıyor. Kız kardeşi Norma da ondan nefret ediyor ve utanıyor. Arkadaşlarının okulda “Moron’un ablası Normaa” şeklindeki alayları karşısında abisine nefreti gitgide artıyor.
Kitaptan bir alıntı yapmak istiyorum tam da bununla ilgili:
Bir keresinde Norma ile birlikte oyun oynarken bağırarak kız arkadaşlarından birine “O aslında benim gerçek ağabeyim değil.” dediğini duymuştum. “Acıdığımız için eve aldığımız bir çocuk o. Bunu bana annem söyledi ve onun gerçek ağabeyim olmadığını artık herkese söyleyebilirsin” dedi. Bu sahne keşke bir fotoğraf olsaydı da paramparça edip onun yüzüne fırlatabilseydim. (sayfa 128)
Ve, bir akşam annesinin canına tak ediyor. Eline bir bıçak alıp kocasına “Şu çocuğu bu evden götür. Bir daha görmek istemiyorum. Norma’nın geleceğini düşün!” diyor. Kocası “Ölsün mü?” şeklinde ithamlarda bulunca, keşke demeye getiriyor lafı. Ve Charlie o gece evden ayrılıyor.
Yıllar yıllar geçiyor. Charlie bir fırında temizlik işçisi, babası evi terk etmiş hale geliyor. Zeka geriliği olduğunu bildikleri için etrafındaki herkes Charlie ile dalga geçecek yer arıyorlar. En büyük eğlenceleri onu rezil edip katıla katıla gülmek oluyor. Charlie ise “Bana gülüyorlar, demek ki beni çok seviyorlar. Canım arkadaşlarım” diyor içinden.
Ve bir gün Charlie’nin yolu, Doktor Straussa ve Profesör Nemura ile kesişiyor. Bir deney için kendisini kulanmalarına izin veriyor. Deneyin amacı, zeka geriliği olan bir canlıyı üstünzekalı bir canlıya çevirmek. Böylece düyadaki birçok moronun tedavi edip tarihe kazınacaklarını düşüyorlar.
Charlie’den bu süreçte sürekli yazmasını istiyorlar. Bu yazdıkları, ilerleme raporu adı altında toplanacak ve tezlerini yazarken profesörlere yardımcı olacak bir unsur. Charlie de ilk günden itibaren her gün yazmaya başlıyor. Kitap da Charlie’nin ilk ilerleme raporu yazısıyla başlıyor. Ve son sayfasına kadar tamamen Charlie’nin yazdıklarını içeriyor.
Peki Algernon kim ?
O, bu deneyin başarıya ulaştığı ilk canlısı. Bir kobay faresi. Charlie’ye de fareye uyguladıkları ameliyatı yapmadan önce ikisi arasında yarışlar yaptırıyorlar ve her seferinde Algernon kazanıyor. Bu yüzden başlarda Charlie, fareden nefret ediyor. Daha sonraları başlıyor dostlukları.
Charlie ameliyatı oluyor ve günden güne öyle zeki bir hale geliyor ki son aşamalarında 20 dil konuşuyor, hatta profesörlerden de çok şeyi bilebiliyor. Tüm bunlar olurken Charlie her gün ilerleme raporu yazıyor. Bu süreçte yazdığı kelimelerin doğruluğu ve kullanılış biçiminden de yaşadığı değişimleri anlayabiliyoruz.
Tabii, bu süreçte aşık da oluyor. Onu terk eden annesiyle yüzleşmeye de gidiyor. Ön gördüğü fakat hiç istemediği şeyleri de yaşıyor..
Kütüphanenizde mutlaka bulunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Gerçekçi kurgusu ve sürükleyici diliyle oldukça etkileyici bir roman 💫
Biraz da diğer detaylarından söz etmek istiyorum.
Kitap, 3 farklı senelerde filme de uyarlanmış:
1. Charly (1968)
(Türkçe altyazısı olan tek filmi. En kısa zamanda izlemeyi düşünüyorum. Bana kalırsa siz de önce kitabını okuyun. Filmler aynı hissiyatı vermiyor çoğu zaman)
2. Flowers For Algernon (2000)
(Türkçe dublaj ya da altyazı yok, yalnızca İngilizce)
3. Des Fleurs For Algernon (2006)
(Almanca ve İngilizce dil seçenekleri var)
Ve, 27 dilde- 30 ülkede yayınlanıp “Prestijli Hugo, Nebula” ödüllerini kazanan kitabın yazarı Daniel Keyes:
(1924 – 2014)
Yazımın sonunu yine kitaptan bir alıntıyla bitireceğim. Charlie’nin ilerleme raporundan, doğruluğuna inandığım bir alıntıyla:
“Şimdi anlıyorum ki, üniversiteye gitmenin ve iyi bir eğitim almanın en önemli nedenlerinden biri, tüm hayatınız boyunca doğru olduğuna inandığınız şeylerin doğru olmadığını ve hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını öğrenmekmiş.” (sayfa 78)
Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle, hoş kalın,
Ece 🌼
ben şimdiye kadar çok az kitap okumuş biri olarak şunu söyleyebilirim ki bunun türkçe alt yazılı filmi tam bir hayal kırıklığı. diğer filmleri izlemedim. kitabı gerçekten 10 üzerinden 10 iken filmi 2-3 civarı. bir kere charlie asla sapık olmadı. yetişkin, bilgili oldu profesörleri bile geçti bilgisi ama asla sapıklık yapmadı. filmde ise sapıkmış gibi gösterildi. kitaptan sadece konusu alınmış fakat kişileri farklı, ismi farklı benzer bir film olsa bu kadar yadırgamazdım herhalde. kitabı okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum.
BeğenLiked by 1 kişi
Merhaba Emin Bey,
Ben de bu sebeplerden dolayı artık, okuduğum kitapların filmlerini izlememeyi tercih ediyorum. Kitabını okudum, yazdığım bu yazı da Algernon’a Çiçekler kitabı üzerine zaten 🙂 Ben de çok sevmiştim. Yorumunuz üzerine, filmini izlemeyeceğim. Kitaptan hatırladığım haliyle aklımda kalması sanırım en güzeli 🙂
Sevgiler 🌼
BeğenBeğen