Anadolu Üniversitesi öğrencileri/mezunları bilirler, “Kül199” kavramını. Bu kavram sizi haftaiçi/ haftasonu/ vize-final dönemi dinlemeksizin etkinliğe katılmaya sürükler.
Kültürel Etkinlik‘tir dersin adı ve AA ile geçmek için dönem içinde 14 etkinliğe kart basmanız gerekir. (Her etkinliğe kart basılmadığını da hatırlatmakta fayda var.)
Bu dönem benim de aldığım bir ders ve finallere kadar etkinlik kovalama döngüsüne katıldım. Başta ön yargılıydım “İnsan yapmak zorunda kaldığı şeyden keyif alınır mı” misali ama şu an aşırı keyif alıyorum 💫 Bir nevi isteyip de “neyse başka zaman giderim” deyişlerimi törpüledi.
Bana kalırsa, öğrencileri bu tarz etkinliklere gitmeye aşılama yönünden çok faydalı bir ders. Üniversitemizde böyle bir dersin olması, öğrencilere lütfedilen bir ayrıcalık sanki.
Ha 14 etkinliği tamamlayabilir misiniz orası tartışılır ama eminim ki “gıy gıy keman mı dinleyeceğiz” görüşünden, “ne güzel ya, insanı rahatlatıyor, bu melodiyi nasıl böyle başarılı çalabiliyorlar” görüşüne terfi edeceksiniz.
Ben de, dersin bana verdiği yetkiye dayanarak pazar günü “Eğitim Karikatürleri Müzesi“ne gitmeye karar verdim. 🌿
Hazır oraya gitmişken, hava da güzelken biraz gezeriz düşüncesiyle Sıla da (oda arkadaşım) benimle geldi ve o gün çok keyifliydi. (24.03.2019) Günü parça parça anlatmaya karar verdim, belki 2 belki 3 yazıda. Hem bize anı kalır, hem de Eskişehir’e gelmek isteyenlere yol gösterir.
O zaman günün ilk durağı ve dışarı çıkma amacımız olan müze ile başlıyorum, buyrunuz efenim :
Ulaşım
Eğitim Karikatürleri müzesi Odunpazarı‘nda.
Bu yüzden Otogar tramvayına binip Atatürk Lisesi‘nde inerseniz yaklaşık 1 dakika yürüme mesafesinden sonra müzeye ulaşabilirsiniz.
Nostaljik bir ev görünümü,müzenin içerisine de yansımış, sımsıcak bir atmosfer hakim 💫
- Sıla ile içeri girer girmez kartımı bastım (malum kül199) “Biraz gezinir çıkarız” dedik ama bayağı gezindik. Karikatürler olsun, heykeller olsun çok ilgi çekiciydi ve dediğim gibi atmosfer öyle samimi ki insan oradan ayrılmak istemiyor.

Bina 1900’lü yıllardan kalma, müzenin açılışı ise 2004 yılında dayanıyor.
◊ İki katlı, ahşaptan şirin mi şirin bu müzede daimî sergiler olduğu gibi değişken sergi bölümleri de var.
◊ Yerli yabancı birçok karikatür sanatçısının, heykeltraşların vs. eserleri mevcut. Her biri de övgüye değer nitelikte.
Müzedeki eserlerden birkaçı :



İçlerindeki en sevdiğim eser bu oldu ☘️
“Formalar, okullar, resmî kurumlar insanları tek tipleştirmeye çalışır.” demişti bir hocamız. Bu tabloda buna karşı gelen bir ironi var ve çok tatlı 💛
◊ Siz herkese mavi önlük giydirmeye çalışsanız da, Ayşe’nin önlüğünün altına giymeyi en sevdiği şey yine turuncu çiçekli elbisesi olacak. Ali de onu hızlı koşturduğunu düşündüğü sarı pantolonunu giyecek.
Onları tek tipleştirme sisteminden ayıran da hep, bu küçük nüanslar olacak.
Bonus ⭐️
Jim Davis’in hayat verdiği Garfield karakteri ve bunu seramikten harika bir heykele dönüştüren Yasemin Er’in eseri 👏🏻
◊ Bir gün ayağınızın tozuyla Eskişehir’e gelip Odunpazarı’nı da gezme planlarınız olursa gezinize bu küçük samimi müzeyi de eklemeyi unutmayın…
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoş kalın,
Ece 🌼
Paylaştığınız fotoğraflar harika olmuş, gözüm gönlüm açıldı 🙂 Teşekkür ederim paylaşım için.
BeğenLiked by 1 kişi
Ben teşekkür ederim bu güzel yorumunuz için 🤗🌸
BeğenLiked by 1 kişi